23 Kasım 2006

mood swings

kan şekeri rollercoaster'a bindi gidiyor. dün gece sabaha karşı 362'yi gördük, sabah hala 260'lardaydı. tahmin ediyorum bu hafta boyunca böyleydi bu, ölçüm yapmadım (hataaa!) ama sersem ve susamış bir şekilde uyanmalarımın sebebi tabii ki bu. öte yandan yine aynı günlerde bazen 39 bazen 45'lere düştü. kan şekerinin bu geniş dalgalanmaları bünyeyi yerden yere vuruyor. sinirlilik, bitkinlik, yoğun karamsarlık en sık başıma gelen yan etkiler. ölçüm yapmalıyım, doktorumu aramalıyım, yapmalıyım etmeliyim. bunlarla uğraşamayacak kadar canım sıkkın.

yazın yıllardır amerika'da yaşayan bir arkadaşım amerikalı erkek arkadaşıyla beni ziyarete gelmişti. o gün tanıştığım Phil'in 20 senedir diyabet olduğunu öğrenince şaşırmıştım. yaşını sormamıştım ama 30'ları bitmemişti henüz. diyabet olmasına değil de, 20 seneden sonra hala iyi olmasına hayret etmiştim aslında. şimdi diyabette bu iyi olma hali aslında çok basit ama bir o kadar da uygulamak için heves isteyen tek bir kurala bağlı: denge. dengede olacaksın. yemek saatin, yediklerin, fiziksel aktiviten, şuyun buyun her birşeyin dengeli olacak. basit geliyor kulağa değil mi? aslında ne kadar zor. ben 3.5 seneyi devirdim henüz. şu ana kadar örnek öğrenciydim aslında. özellikle de bir diyabetlinin en büyük kabusu olan hamilelik sırasında. ama doğumdan sonra bana bir haller oldu. günlerce ölçüm yapmamalar, fazla kaçırmalar arka arkaya gelmeye başladı. galiba bıktım biraz. annemlerin obezite sınırında diyabet bir arkadaşları var. bu amca baklavaları börekleri lüpletir, kan şekerini asla ölçmez, yediklerini karşılasın diye insülini dayar. ben duyduklarıma inanamazdım onun yaptıklarını anlattıklarında. şimdi kafama yatmaya başladı aslında, bu işten insanın sıtkı sıyrılıyor bir süre sonra. kimbilir ben onun yaşına geldiğimde nasıl bir ruh hali içinde olacağım.

aman neyse kapatalım bu konuyu. sonbahar güzel bu aralar. geçen sabah birden çırağan'daki yüksek ağaçlardan nazlana nazlana yere dökülen sararmış yaprakları farkettim, sanki bir önceki sabah yoktular. sonra hafif üşüten ılık hava. güneş doğuşlarındaki kızıllık. baharlar neden güzeldir? bekleyişin heyecanını taşıdığından mı?

4 yorum:

endiseliperi dedi ki...

Jasmin boşvermeyin. Ölçümleri yapıp, dengeli beslenin. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Ben karnım aç olduğu zaman bile hayatı berbat görürüm. Sevimli beslenme kutuları alın. Yemeğinizi ona koyun, dışarı çıkın hiç olmazsa. O şişman amca sorumsuzun teki. Sağlıklı insanlar bile artık baklava filan yemiyor, ne zararlı canım! Lütfen boşvermeyin.

Svg.

jasmingreentea dedi ki...

baklava börek sevdigimden de degil aslında. allahtan ben damak tadı uyguladıgı diyetle örtüşen bir diyabetliyim. ama bugün dediginiz gibi yaptım, oglumu da alıp nefis havanın tadını cıkarmak icin yıldız parkı'na gittim. ordekler ve sonahar yaprakları oglumun, tertemiz gunesli hava da benim için haftanın hediyesi oldu. teşekkürler.

Aslı'ya dair dedi ki...

Merhaba
Bloğunu okudum bugün hayırlı olsun,senin gibi bende çalışan ama hep evde olma hayalleri kuran biriyim,inşallah yakın zamanda bu hayalime kavuşurum...Bloğuna resim eklemeyecek misin...
Sevgiler.

jasmingreentea dedi ki...

teşekkürler everything about me. umarım sen de istediğin gibi yaşamaya başlarsın. resim eklemeyi şimdilik pek istemiyorum. daha çok kendi karalamalarım için açtım aslında bu günlüğü.