14 Mart 2007

bu koca evrende yalnız olamayız

Bu hafta işe hep taksiyle gelmem gerekti. Arabamın kenarını çok afedelsiniz hıyar gibi (Microsoft Word beni argo veya kaba sözcük, cık cık cık” diye uyardı) otoparkta sürttükten sonra tamire verdim dolayısıyla İstanbul’da beni en çok geren şeylerden biri olan taksiye binme eylemine mecbur kaldım. Gerçi korktuğum gibi olmadı birkaç gündür genelde sigara içmeyen ve fazla konuşmayan taksi şoförlerine denk geliyorum. Hatta dün sabah bindiğim taksi bal dök yala kıvamındaydı. Arka koltukta otururken içimden “iyiymiş ya bu, aslında şöyle patron olmak var, şoförün olacak, sen sabah trafiğinde gerileceğine tıngır mıngır giderken gazeteni okuycaksın, peh” şeklinde ahkam kesmekteydim ki şoför bana “isterseniz gazete var, okur musunuz?” dedi ve bir adet okunmamış gazete uzattı. İnsanoğlu tatmin olmuyor tabii çok sevinmek ve gazetenin üzerine atlamakla beraber “yav bi de kahve isteseymişim keşke” diye düşündüm, adama teşekkür ettim, adam ne dese beğenirsiniz? “Maalesef kahve servisimiz yok henüz”.

Ajan Mulder, Ajan Scully, görev başına!

2 yorum:

kecilerin cobani dedi ki...

benimki sürtük, oyle biraktim.
:-)
afedelsiniz linki pek hos..:-)
benim dilime yapismisti bile.

Elif Derviş dedi ki...

çok hoşmuş :) bu afedelsiniz benim de feci dilime dolandı ama kimse bi şey anlamıyo tabii :))