15 Mayıs 2007

bitirdi beni bu velet


blogger beni atacak herhalde, yani böyle bir mekanizma var mı bilemiyorum ama zayi ettin canım blog'u diye atabilirler beni yakın bir zamanda.
ne bileyim, bıktım herhalde biraz. hep böyle olur bana zaten. hiç sevdiğim bir özelliğim değildir tabi bu maymun iştahlılık. heves de geçiverdi mi elime yapışır herşey, kesnlikle yapamam. ama malzeme birikti bir yandan da, hatta birikenlerden artık tedavülden kalkanlar dahi oldu. bir yerden başlayayım bari yazmaya.

taşındık yerleştik derken sevip de kavuşamayanlar misali evde bir ayağını uzatıp oturamama hali baş gösterdi. zira hala yok ahşapçı gelcek bilmem ne takılacak yok buzdolabı bozuldu servis çağır işleri sürmekte. bu işlerin arasında en zevklisi olan bahçeyle uğraşma kısmı bile yorucu olmaya başladı zira biz bahçeli ev tahayyül ederken afacan bir veleti kompozisyonun neresine oturtacağımızı tam kestirememişiz. ufaklıkla sürekli birinin uğraşması gerekirken diğer kişi bahçede ırgatlık yapıyor (bu er kişi oluyor tabii genelde), akşama doğru afacanın ve evin kalan işlerinin helak ettiği annenin sinirler tel tel oluyor ve her akşam illa bir kavga kopuyor. neyse herhalde şöyle keyifle sakız sardunyalarımı seyredip ayaklarımı uzatıp bir çay içeceğim günler de gelecek. muhteşem çiçekler diktik açmalarını dört gözle bekliyorum. yasemin baş köşede tabii ki, sarmaşık gül, ortancalar, minik kokulu karanfiller. off. nefis. bir de sitenin manolyaları var ki her sabah tomurcuklarına bakıp ne zaman açacaklarına dair tahmin yürütüyorum. eli kulağında.

evdeki ufak canavarda müthiş bir değişim var bu arada. kendisi dünyanın en yaramaz veleti olma yarışında sadece kendisiyle rekabet içinde. standart bir günde milyon kere mutfak dolaplarının içi boşalıyor, dvd oynatıcı vs türü elektronik aletlerin tümü kurcalanıyor, her şey yere atılıyor, uyunmuyor, bir dakika durulmuyor. geçen pazar bizim oğlandan 4 ay büyük bir kızları olan arkadaşlarımızı kahvaltıya çağırdık. artık kız çocuk farkı mı, genetik miras mı yoksa bi haltı becerememiş ebeveyn problemi mi bilemiycem kızın usluluğu beni şaşkınlıklara gark etti. bütün kahvaltı boyunca mama sandalyesinde uslu uslu olturdu, konuşmaları dinledi, yemeğini yedi, sütünü içti, güneş kremi sürdük itiraz etmedi, şapka taktık pek hoşuna gitti. yerdeki musluk başlarına ellememesini söyleyen annesine anında itaat etti. bizimki naptı? sandalyesinde oturmadığı gibi babasının kucağında onun kahvaltısını sabote ettikten sonra sıra bana geldi, benden de sıkılınca indi dolaşmaya ve nasıl mikropluk yapabilirim araştırmasına girdi, ve başarılı da oldu. şapkasını yüz kere attı. söz konusu musluk başlarına yedi kere gitti geldi. her yapma elleme deneni inadına yapıyor. siteye ilk geldiğimizde çocukların oyun alanında feci yaramaz, sürekli silahlarla oynayıp arkadaşlarını itip kakan 2 yaşlarında kaya adında bir çocuğu tespit etmiş ve de bizimki inşallah buna fazla bulaşmaz demiştik. kaya'nın bir de bir boy büyük "kankası" var, shaquille (valla şaka değil-ecnebi), en az onun kadar saldırgan ve haşarı. o kadar çocuk içinde (neredeyse 15 tane falan yaşıtı velet var) gitti bizimki direk kaya ve shaquille'e takıldı. oğlum bak orada mis gibi alp var, sakin sakin bisiklete biniyo top oynuyo. yok. bizimki ya kaya'nın peşinde ya da top oynayan 14-15 yaş grubunun. tabancayı rüyasında bile göremez yalnız. kararım kesin.

şimdi hakkını yediğimi hissettim boncuğun. yaramaz evet çok feci hem de ama şu aralar aynı zamanda en tatlı zamanları galiba. geçen gün kullandığı kelimeleri bir yere yazayım dedim, kelime dediysem kendi dilinde kelime yerine geçen şeyler, vovvov (köpek) pop (top) gibi..55 kelime kullandığını farkettim, bir iftihar ettim ki sanki çocuk okumayı söktü. onun yaşı için normal belki, hatta ondan çok çok ileride cümleler bile kuruyor olabilir yaşıtları. yine de iftihar ettim cüceyle. yukarıda da naçizane uyku pozunu paylaşıyorum, kendisi ice age'deki syd karakteri kadar rahatsız bir tip olup uyumadan evvel veya uyurken yetmiş çeşit acayip pozisyon alabilmektedir.
inşallah bir dahaki yazımı bahçede yeşil çayım eşliğinde yazacağım. yani sırf yapmış olmak için. yoksa gözüm açık gidicem.

4 yorum:

Köşenin Delisi dedi ki...

Valla "kolay gelsin"den başka ne diyim bilemedim :)))) Bizim afacan da yolda, sizleri okuyup başıma gelecek olası şeyleri öğrenmeye çalışıyorum :D

kecilerin cobani dedi ki...

çay,
blogger sadece post etmeyenleri degil, komen komen yazmayanlari da atiyo, demedi deme.
ama tasinmanin zorlugundan dem vurabilirsin, yardimci olurum.
boncuk tam bi boncuk. nasil yakisikli olacak, tahmin edebiliyorum.
genel kural olarak soyluyorum, kizlar biraz daha itaatkar ve sakin. (genel kural dedim, denizi ortaya oturttum)
bahcede ayak uzatacagin vakitler, (uzak ya da yakin)en sonunda gelcek. sabir yapcaz. ben bile hala uzatamiyorum.

yasemin dedi ki...

benimki de böyleydi. her gördüğüm çocuğa ağzım açık bakakalırdım. bi kere parkta daha beterini görüp eve dönene kadar dua okumuştum yalnız, onu da hatırlıyorum. haftasonu arkadaşımın ikizlerini görmeye gittim ve ikisine birden bakabilirim gibime geldi. kendilerine henüz söylemedim :p bunu duyunca beni dövmek isteyebilirlerdi veya al bak kolaysa deyip kaçabilirlerdi :) bizde cem uyanıkken oturmak diye bi şey olamazdı, olurdu da ancak başka birinin kucağında geziyosa olurdu. o yüzden bebekleri kucağıma verdikleri ilk bikaç seferde pavlov'un köpeği gibi ayağa fırladım. ben otururken kucağımda durmayacaklarından öyle emindim yani bunu standart bebek davranışı sanıyordum, değilmiş. ne diyim allah dağına göre kar verir derler :D

jasmingreentea dedi ki...

köşe delisi, takip edebildiğim kadarıyla doğuma çok az kaldı. çok heyecanlı olmalısın. başına gelecek olası şeyler say say bitmez. her döneminin kendine has kolaylıkları olsa da zorluk her etapta kılık değiştirerek insanı şaşırtıyor.
çoban kardiş, deniz'in ufak zamanlarını hatırlıyorum orta yaramazlıkta bir oğlan çocuğu gibiydi. büyüyünce bizimki de acaba deniz gibi oturup konuşabileceğin mantıklı bir bücür olabilir mi?
yasemin, uyanıkken oturmanın mümkün olamaması durumunu çok iyi biliyorum. haftasonlarımız aynen bu şekil geçiyor. gazete okumayı ve alelacele tıkıştırmadan yemek yemeyi çook özledim.